EĞİTİM ŞART
2014
Geçen hafta öğretmenler günü kutlandı. ‘’İlim Çin'de bile olsa gidip alın’’ diyen Hz. Muhammed, "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" diyen Hz. Ali, “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyen Mustafa Kemal Atatürk, eğitimin ve eğitimcinin önemini ne güzel vurgulamışlar. Her konuda ‘’eğitim şart!’’ sözü de dilimize iyice yerleşmiş durumda.
Her Şeyin Başı Sağlık
Her alanda eğitim bu kadar önemliyken, her şeyin başı denilen sağlık alanında durum nasıl? Hekimlik, hemşirelik, teknisyenlik de öğretmenlik gibi insanlığa adanmış en kutsal mesleklerin başında geliyor. Tıp eğitimi, en uzun süreli ve en çok emek gerektirenlerin birinci sırasında. Bir uzman hekim olabilmek için liseden sonra en az 11 yıl olmak üzere, zorunlu hizmetlerle 14-15 yıl gibi uzun ve çok zorlu bir süreç söz konusu. Bu süre 3-4 adet dörder yıllık fakülteye denk gelmekte. Hemşirelik eğitimi ise sağlık meslek liseleri ve yüksek öğretim kurumlarında verilmekte, lise mezunu dilerse hemşire ve teknisyen olarak mesleğe başlayabilmekte.
Türkiye’de halen toplam 130 bin hekim, 125 bin hemşire, 52 bin de ebe görev yapıyor. AB üyesi ülkelere göre hekim sayımız az görülmesine rağmen özellikle Sağlık Bakanlığı kuruluşlarında hemşire sayısı görece çok daha az. Bu kuruluşlarda, yerine göre bir hekim, hemşirenin ve tıbbi sekreterin görevini yapmak zorunda olduğundan hekim sayısı yetersiz diye anaokulu açar gibi tıp fakülteleri açılmakta, türkçe bile bilmesi zorunlu olmayan ithal hekim yasaları çıkartılmakta. Oysa gerçek çözüm, eğitim kalitesinden ödün vermeyerek uygun sayıda hekim yetiştirmek. ''Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder'' atasözü boşuna söylenmemiş.
AB üyesi ülkelerde 100 bin kişiye 346 hekim, ülkemizde ise 171 olduğu halde, zorunlu hizmet ile alet, edevatın bile olmadığı yerlerde hekime ulaşmanın kolaylaştırılması gibi nedenlerle ''müşteri'' memnuniyeti bizde çok daha fazla. 100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı DSÖ Avrupa Bölgesinde 650, AB'de 571, Türkiye'de ise 237. Hatta Sağlık Bakanlığı hastanelerinde sadece 182. Hekim sayılarında görece yarım olan oranımız, hemşireler için üçte bir, hatta dörtte bir. Aslında, sayıca yetersiz olan başta hemşireler olmak üzere yardımcı sağlık personeli. Eğitim ordusuna atanamayan 300 bin öğretmen bir yanda boşta beklerken, sağlık ordusundaki açık çok daha büyük. İnsan kaynaklarını da, bütçeyi de planlamak için eğitim şart görünüyor.
Bu vesileyle, bizleri yetiştiren, eğiten tüm öğretmenlerimize en içten teşekkür ve saygılarımı sunarken, halen görev yapmakta olan öğretmen - öğretim üyesi bütün arkadaşlarımı da kutluyor, başarılar diliyorum.