GÖZ YARALANMALARI
Tüm vücut yaralanmaları içinde gözler %10’luk oran ile en üst sıralarda yer alıyor. 100 kişiden biri, hayatı boyunca en az bir kez göz kazasına maruz kalıyor. Ancak bilinçlendirme ve korunma ile göz kazalarını %47-65 oranında önlemek mümkün. Bu konudaki en büyük ihmallerden birine örnek: nalburlarda çok düşük fiyatlara satılan ve çoğu işyerinde zaten bulunması gereken koruyucu gözlüklerin kullanılmaması nedeniyle birçok gözün kaybedilmesidir.
Ev, iş, trafik kazaları dışında terör olayları, savaş yaralanmaları, elektrik çarpmaları, elektromanyetik ve termal yaralanmalar da hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Yumruk, top gibi künt ya da çivi, bıçak, cam gibi delici, kesici cisimler veya çeşitli kimyasal maddeler en sık rastlanan nedenlerden. Göz kapaklarında küçücük bir kesiden, göz küresinin her bir tabakasına, hatta gözün yerleştiği kemik boşluktaki kırıklara, görme siniri ve göz kaslarında kesilmeye, kopmaya, tam körlüğe kadar varabilen şiddette yaralanmalar olabilir. Kimyasal yaralanmalardan özellikle kireç gibi alkali olanlar başta olmak üzere, asitler görmeyi tamamen kaybettirecek kadar ağır yaralanmalara neden olabilmektedir.
Göz Yaralandığında
Kesinlikle ovalamayın. Yabancı cisim kaçmışsa gözü daha fazla çizmesine veya derinlere gitmesine neden olmayın. Gözde açık bir yara oluştuysa yıkamak dışardan içeri mikrop girişine neden olabilir. Ancak kimyasal yaralanmalarda bir göz hekimine ulaşmak zaman alacaksa, ilk yarım saatte mümkünse steril serumlarla veya temiz suyla yıkamak kimyasal maddeyi seyreltip derin tabakalara işlemesine engel olacaktır. Bunun dışında, göz kapaklarını kıpırdatmayacak şekilde bandaj uygulayarak göz hekimine yönlendirmek en mantıklı yaklaşımdır.
Göze kaçan demir, bakır gibi yabancı cisimler çıkartılamadığı takdirde, göz tabakalarında ödeme ve reaksiyona neden olabilmektedir. Kapakların içine saklanan yabancı cisimler ise ancak kapaklar çevrilerek görülebilir. Bugün en modern tekniklerle ne kadar başarılı ameliyatlar yaparsak yapalım, şiddetli göz travmalarında hiçbir şeyin eskisi gibi olması mümkün değil. Bu nedenle koruyucu önlemler çok büyük önem taşıyor.